Monday, June 25, 2012

Koşucuya Sorulmayacak 5 Soru


Memlekettekilerin, koşanlara bakış açısı çok enteresan. Zamanında Semih ile koşarken Karaköy Bej'in içinden iki kız çıktı, biz de oradan koşuyoduk, onlar bize biz onlara baktık. Kızlar hiç çekinme, duyarlar mı gibi hislerden uzak bir şekilde "oha bunlar napıyo" dediler. O an gibi şu anda da ne diyeceğimi bilmiyorum.

Maratona hazırlanıyorum, koşuyorum gibi şeylerden bahsettiğimde beni deli eden sorular var:

1- Hangi maratona hazırlanıyorsun?
          Hepsine. Bir maratona hazırlanılmaz, hepsine hazırlanırsın. Ben Avrasya'ya hazırlanıyorum, o yüzden başka bir maraton koşamıyorum gibi bir şey yok. Hedef belirlersin, o ayrı. Benim hedefim Avrasya 2012'de full maraton koşabilmek. Ama maratonların biri kimya diğeri edebiyat değil. Hepsi 42 km.

2- Yorulmuyor musun?
          Yo, nerden çıkarıyosun? Ben makineyim, benzin alıp devam ediyorum. Maalesef hiç birimiz, en azından bu blogu yazanlardan hiç biri, 42 km'yi şapkadan tavşan çıkarır gibi çıkaramıyor (he sanki şapkadan tavşan çıkarabiliyoruz, ama o ayrı). Yorulmak, kendini geliştirmek, vücudunun sınırlarını zorlamak bu işin bir parçası.

3- Koşuyorsun da noluyo?
          Cevabı hem yok hem çok: Göt büyütmüyorum, sağlıklıyım, koşarken sosyalleşiyorum, keyif alıyorum, bir şeyler başarıyorum vs vs. En azından kafelerde veya bilgisayar başında boş zaman geçirmiyorum.

4- Bu soğukta nasıl koşuyorsun?
          Herhangi bir havada koştuğum gibi, ama daha keyifle, daha gazla. Yağmur yağdığında, karlı havada, buz gibi soğukta koşmak çok daha hiyi hissetiriyor bana, herkesin koştuğu havada koşmak aynı hazzı vermiyor. Ayrıca koştukça ısınan vücut, soğukta daha rahat ediyor. Asıl bu mevsimde koşmak çok daha zor. Mesela bizim 15 Ocak 2012'deki Geyik koşumuzun videosunu izleyin yukarıda.

5- Koşubandında niye koşmuyorsun?
          Soruların en naifi, en kendince zararsızı. Daha önce koşmamış, belki sizinle spor salonuna gitmek veya anlamak için soran insanların fiks sorusu. Koşu bandında koşmuyorum çünkü koşamıyorum. Dışarıda koşmanın tadını aldığımdan beri indoor egzersiz yapamıyorum. Aynı yerde aynı hızda koşmak bana hiç bir şey katmıyor. Bariyer üstünden atlamadığım, denizi koklamadığım, foto çekenlerin arasına karışmadığım, küçük çocukların başını okşamadığım zaman kendimi iyi hissetmiyorum. Ayrıca koşu bandı kadar dizlerime zarar veren bir şey olmadı şu hayatta, bir de belki halı sahalar.

Bonus: Ben koşamam ki yaaaa... Konuştuğum kızların yüzde minimum 70'inin söylediği, hatta bir de inandırmak için oda içinde koşuyormuş taklidi yaptığı söz kalıbı. Insanlar koşmak için dizayn edilmişlerdir, koşamam yok koşmam var kısaca. Totonu kaldırdığın sürece koşarsın merak etme.

2 comments:

  1. en cok gelen soru (daha cok yorum) dizlerin için zararlı değil mi ?
    Evet, cok zararlı.. o yuzden atalarımız aslanlar tarafından kovalanırken önce köşede stretching yapıyodu ardından yeni nike'ların bağcıklarını bağlıyolardı, sonra kaçıyolardı... Dizleriniz için ancak dikkat etmediğinizde, gerekli çalışmayı yapmadığınızda zararlıdır.. Her zaman bir koşucuya göre ağır olmama rağmen, kuvvet antremanlarım, buz tedavisi, stretching ve denge antremanlarıyla dizlerim çok şükür bugüne kadar hiç sorun çıkarmadı, çıkarmaması içinde elimden geleni yapıyorum...
    (not: ayrıca korkunun ecele faydası yok)

    ReplyDelete
  2. dizlerin durumu çok fena. kendi adıma da baya bilinçsiz spor yapmaktan zarar verdim dizlerime. ki az çok koşan herkesin dizlerinden şikayet ettiği bir dönem illa ki vardır. ama efenin dediği gibi, doğru aykkabılar, hazırlık ve programla bunu engelleyebiliyorsunuz. tabii bu konuda efeden öğrenilecek baya şeyimiz var bizim de. hala başını ağrıtıyoruz sinanla:)

    yazıya gelince, soğukta, özellikle yağmurda koşmayı her zaman tercih ederim, yazın sıcakta gerçekten sıkıntılı koşu. geyik koşusu videosunun ne kadar keyifli olduğunu görmüşsünüzdür umarım. bu sene inşallah ben de katılmak istiyorum. koşubandına da bu blogdaki en sıcak yaklaşan insanım herhalde, outdoor hep ilk tercihim ama gerektiğinde kullanıyorum kendisini.

    koşuyla ilgili en büyük yanılgı herhangi bir maratona katılınca, o kurtulmak istediğiniz 5 kiloyu verince biteceğini sanmaları insanların. burda benim kendi adıma söylemek istediğim, bana iyi gelen bir şeyi hayatımın parçası haline getirdiğim. o yüzden kilomdan, herhangi bir yarıştan, arkadaş grubundan, mekandan bağımsız koşu benim için.

    ReplyDelete