Efe'nin anlattığı bir olay vardı, aslında kendisinden izin almasam da anlatıyorum. Ben kısa versiyonunu anlatıyorum, yine de kendisi yorumlarda daha iyi anlatabilir.
Bizimki bir gün Hyde Park'ta koşmaya başlamış, baya bir ilerledikten sonra çok ciddi yorulmuş. Bitmiş bir haldeyken hiç tanımadığı bir başka koşucunun gelip "haydi devam et, durmak yok" gibi kendisine motivasyon sağladığını ve anormal işe yaradığını anlatmıştı Efe.
Hayatımda bana da en büyük motivasyonu veren olaylardan biri çok benzeriydi. Ilk defa Belgrad'da 3 tur koşmaya karar vermiştim. Ilk turdan beri ters yöne koştuğumuz biriyle selamlaşıyorduk, ikinci turu bitirip üçüncü tura başladıktan yaklaşık 100 metre sonra onu parkuru yürüyerek bitirir şekilde gördüm. O da beni görünce 3. kez yeni tura başlamama şaşırmış bir şekilde alkışlayıp thumbs up yapmıştı.
He, önemli mi? Değil. Tek bir kelime sarfetmemişti, sarfetse de ben zaten duymazdım müzikten. Ama hayatımın o ana kadarki en uzun koşusunun son turunda iyi motivasyon olmuştu. O ve çalan Queen.
Bu hikayeler motivasyon kaynağı bizlere, ama aslında bu blogun amacı da bir yandan birbirimizi motive etmek. Lafı ne kadar uzatsam da aslında Facebook'u açıp gördüğüm şeyin bana verdiği motivasyonu belirtmek istemiştim.
:)) sabahcilar :)
ReplyDeleteteşekkürler:)
ReplyDeletesabah koşmak cidden şahane ama ben hala akşamcıyım :) koşuları post etmek cidden baya işe yarıyor. çevremde bir sürü kişi koşmayı deniyor en azından çok sevindirici. benim de koşu hikayemde sinan ve efenin çok katkısı var. ben de dün nike running'de şunu gördüm:
"Great minds run alike.
Finding the right running partner can bring a new element to your training. Somebody with the same goals, the same sense of humor—a strong relationship can make all the difference. Who's the most influential runner in your life?"
aklıma siz geldiniz:)
tugce!